Fedakarlık



Hayatı sadece dünya hayatıyla sınırlı sanan insanlar, ciddi bir çıkar elde etmeleri söz konusu olmadıkça fedakarlıkta bulunmaya, ihtiyaç içinde olan insanlara yardım etmeye yanaşmazlar. Çünkü dünyada yaptıkları iyiliklerin ve kötülüklerin, ahirette eksiksiz bir şekilde karşılarına çıkacağını göz önüne almazlar. Allah onların bu çarpık zihniyetlerine bazı ayetlerde şöyle dikkat çeker:


"Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı" (Mearic Suresi, 19) 
Şimdi, o yüz çevireni gördün mü? Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu. (Necm Suresi, 33-34)


Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimriliği emreder (önerir)ler. Allah'ın fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz o kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır. (Nisa Suresi, 37)


İnsanın, nefsindeki bencillik ve cimrilik gibi kötü özelliklerden temizlenip arınması gerekmektedir. Bu durumu Rabbimiz insanlara şöyle bildirmektedir:


Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Tegabün Suresi, 16)


İşte bu yüzden, Kuran ahlakını yaşayan bir insan gün boyunca nefsinin bencilliklerinden sakınarak sahip olduğu şeyleri çevresindekilerle paylaşmaya çalışır. Örneğin yemeğini aç olan biriyle paylaşmaktan büyük bir zevk alır. Çok sevdiği bir eşyasını kendisinden daha fazla ihtiyacı olan birine gönül rahatlığıyla verir. Kazancının "ihtiyaçtan arta kalanı"nı ihtiyaç içinde olanlara verir. (Bakara Suresi, 219) Bunların kendisine ahirette daha güzel bir karşılıkla döneceğini bilir. Allah Kuran'da Peygamberimiz (sav) dönemindeki Müslümanların bu yöndeki örnek tavırlarını bizlere şöyle haber verir:


Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Haşr Suresi, 9)


Müminler, yaptıkları fedakarlığın karşı tarafı memnun etmesinden dolayı büyük bir mutluluk duyarlar. Vicdanen doğru olanın bu tavır olduğunu ve Allah'ın da bundan razı olacağını bilmenin verdiği iç huzurunu yaşarlar. Gerektiğinde kendileri de ihtiyaç içinde oldukları halde, hiç düşünmeden haklarından vazgeçerler. Hiçbir zaman yaptıkları fedakarlıkları dile getirerek, kendilerini övecek ya da ön plana çıkaracak bir tavır göstermez ve hiçbir zaman fedakarlıklarından dolayı karşı tarafı minnet altında bırakmaya çalışmazlar.