İnsanlar zaman zaman kasvetli ve rahatsızlık verici ortamlarda bulunabilirler. Çöp yığınlarıyla kaplı bir yol kenarı, rahatsız edici kokuların hakim olduğu bir mutfak, dar, karanlık ve izbe yerler gibi... Müminler için herşey gibi pis ve sıkıcı ortamların yaratılışının da hikmetleri vardır. Bu tip yerler mümine cehennemi, dünyadakilerle kıyaslaması mümkün olmayacak derecede pis bir ortamda sürdürülecek olan azabı hatırlatır. Nitekim, Allah Kuran'da cehennemin kötü bir yer olduğunu, "Şüphesiz o, ne kötü bir karargah ve ne kötü bir konaklama yeridir" (Furkan Suresi, 66) ayetiyle bildirmekte; cehennemdeki çirkin görüntüleri, karanlığı, pisliği pek çok ayette haber vermektedir:
"Ashab-ı Şimal", ne (mutsuzdur o) "Ashab-ı Şimal." Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler. Ki o, ne serindir, ne ferahlatıcı. (Vakıa Suresi, 41-44)
Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yokoluşu isteyip-çağırırlar. Bugün bir yokoluşu çağırmayın, bir çok (kere) yokoluşu isteyip-çağırın. (Furkan Suresi, 13-14)
Allah'ın bu ayetlerini hatırlayan kişi, hemen kendisini cehennem azabından koruması için Rabbimize dua eder, yaptığı hatalardan dolayı bağışlanma diler.
Allah'ın Kuran'da bildirdiği tasvirlere göre cehennem, pis kokan, dar, gürültülü, karanlık, isli, dumanlı, izbe bir yerdir. Güvenli olmayan ortamları, hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklığı vardır. En iğrenç yiyecek ve içecekler cehennemdedir. Ateşten elbiseler vardır ve cehennemdeki bütün azaplar kesintisiz sürecektir. Derilerin ateşte kavrulacağı, insanların çıkmak için yalvaracakları hatta acıdan dolayı ölmek isteyecekleri cehennemi bazı yönleriyle nükleer savaş sonrasındaki dünyayı tasvir eden filmlerdeki ortamlara benzetebilir. Ancak bu filmlerdeki karanlık, alabildiğine pis, bunaltıcı yerleri cehennemdeki ortamla kıyaslamak mümkün değildir. Bu sadece bir benzetmedir. Cehennem, bizim dünya hayatına bakarak düşünebildiğimiz en kötü ortamlardan çok daha kötü, çok daha korkutucu bir yerdir.
Dünyada dar, pis, karanlık ve sıcak ortamlar insan nefsini çok zorlayıcı ortamlardır. Cehennemde ise, bu boğucu atmosfer çok yoğun bir biçimde hakimdir. Dünyada sıcağa karşı birçok önlem geliştirmiş olan insan cehennemde çaresizdir. Ortam en sıcak çölden daha sıcak, en karanlık, izbe hücrelerden daha sıkıntı verici ve pistir. Sıcak, Rabbimizin bir ayetinde bildirdiği gibi, insanın en küçük parçası olan hücrelerine dek işler. İnkar edenler için kavurucu sıcağa karşı bir koruyucu, ferahlama veya serinleme imkanı yoktur. Bunların yanı sıra cehennemde, algıların dünya hayatındakinden daha kuvvetli olduğu bir hayat vardır. Dünyada hissedilen acıların birçoğu kısa bir süre sonra hafiflemeye başlar, yaralar iyileşir hatta çok şiddetli acı veren yanıkların yaraları bile zamanla kapanır. Cehennemde ise insan acıyı olabilecek her zaman, en şiddetli hisseder ve bu acı -Allah'ın dilemesi dışında- hiç bitmez.
Dünyada insanın karşılaştığı pis ve bakımsız mekanların diğer bir hikmetini ise şu örnekle anlatabiliriz: İnsan unutkanlık ya da ihmal nedeniyle bir yeri temizlememiş olabilir. Ancak söz konusu pisliği görür görmez, aslında Allah'ın kendisine ne kadar büyük bir lütufta bulunduğunun ve bunun karşılığında da kendisinin ne kadar yanlış davrandığının farkına varır. Çünkü Allah ona yaşayabileceği ideal bir yer sunmuştur ve bu yerde o bir misafirdir. Bundan dolayı kendisine sunulan her nimeti titizlikle korumalı ve Allah'a karşı şükrünü yaptığı fiillerle de göstermelidir. Aksi halde Allah'ın hoşnut olmayacağı şekilde hareket etmiş olur. Bunun bilincinde olan mümin, hemen yanlışını anlayarak Allah'a sığınır, gerekli temizliği yaparak hatasını telafi eder ve bir daha böyle bir hataya düşmemeye çaba harcar.