Zandan ve dedikodudan uzak durmak



Cahiliye toplumunda birçok insan günlük yaşamın ayrılmaz parçaları haline gelmiş bazı kötü alışkanlıklara sahiptir. Bunlar, insanın başkaları hakkında çeşitli olumsuz zanlar beslemesi; tecessüs etmesi, yani kendisini ilgilendirmeyen şeyleri gizlice öğrenmeye çalışması; gıybet yapması, yani diğer kişiler hakkında dedikodu yapması, onları çekiştirmesidir. Sözü edilen bu üç tavır genellikle birbirleriyle bağlantılıdır. Çünkü gıybet eden, yani bir insanı arkasından çekiştiren kişi, zaten onun hakkında birtakım kötü zanlara sahiptir. Aynı şekilde tecessüs eden bir kişi de çeşitli zanlar üzerine böyle bir davranışta bulunmaktadır.

Kuran ahlakında ise bu gibi çirkin davranışlara yer yoktur. Allah müminlerin bunlardan kaçınmalarını buyurmuştur:


Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin). Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir. (Hucurat Suresi, 12)



Allah'ın ayetleri müminin her an aklındadır, gün içinde O'nun sevmediğini bildirdiği davranışlardan titizlikle kaçınır. Başka bir kişinin hakkında kötü niyetle araştırma yaparak bilgi toplamaya çalışmaz. O ortamda bulunmayan bir kimse hakkında hoş olmayan, doğruluğundan emin olmadığı, duyduğunda kişinin kalbini kıracak sözler söylemez. Bilgisi olmadığı halde bir insan hakkında tahminlerde bulunup zanna kapılmaz. Bir insan hakkında bilgisi olmayan bir konu ile ilgili düşünceleri hep hayır yönündedir. O kişinin iyi ve güzel yönlerini düşünür, konuşur. Nitekim müminlerin, doğruluğundan kesin olarak emin olmadıkları bir konuda hayırlı yorumlar yapmaları gerektiğine Allah Kuran'da, mümin kadınlara atılan iftiraya verdikleri karşılığı örnek göstererek, şöyle işaret eder:



Onu işittiğiniz zaman, erkek müminler ile kadın müminlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: "Bu, açıkça uydurulmuş iftira bir sözdür" demeleri gerekmez miydi? (Nur Suresi, 12)



Mümin, ailesi, arkadaşları ve çevresindeki insanlarla ilgili sürekli olarak iyi olanı düşünmeye, hayırlı olanı konuşmaya ve insanları da buna yönlendirmeye çalışır. Ancak insan dünya hayatındaki imtihanı gereği unutkan yaratılmıştır ve hata yapabilir. Ancak bu yanlış davranışını fark ettiğinde, hemen Allah'ın rahmetine sığınarak bağışlanma diler.