Bazı insanlar, vicdanları onlara hata yapan birine karşı affedici olmayı, kötü söz söyleyene karşı güzel bir söz söylemeyi bildirse bile, onlar nefislerine uyup, affetmemeyi veya kötü söze daha kötüsüyle karşılık vermeyi tercih ederler. Bu çarpık anlayış içinde ters konuşmak, alaycı ifadeler kullanmak, kibir ve hakaret dolu sözler söylemek, saygısızca veya küstahça cevap vermek adeta bir üstünlük işareti olarak görülür.
Elbette bunlar Kuran ahlakıyla taban tabana zıttır. Allah Kuran'da güzel sözün ne kadar bereketli olduğunu ve her zaman insanlara hayır getireceğini şu örnekle bildirir:
Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler. Kötü (murdar) söz ise, kötü bir ağaç gibidir. Onun kökü yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma, tutunma imkanı) kalmamıştır. Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar. (İbrahim Suresi, 24-27)
Bu ayetlerde de gördüğümüz gibi, güzel söz söyleyen ve ona uyan kişi hem dünya hem de ahiret hayatında çok büyük güzelliklerle, eşsiz nimetlerle karşılık bulacaktır. Ancak buna karşılık kötü sözü söyleyen de, ona uyan da sonu cehenneme varan karanlık bir yola girmiş olacaktır.
Mümin gün boyunca karşılaştığı insanlara güzel bir üslupla hitap eder. Bulunduğu her ortamda Allah'ın dinini anlatır, Kuran ile öğüt verir, Allah'ın ayetlerini hatırlatıcı sözler söyler, insanları güzel sözlerle onurlandırır. Arkadaşlarını teşvik etmek için Kuran ahlakına uygun yönlerini dile getirir. Etrafındaki insanların daha canlı ve neşeli bir şekilde güne devam etmelerini sağlayacak şekilde konuşur. Müminin bu tavırlarını, yukarıdaki ayette geçen meyve veren güzel ağaca benzetebiliriz.
Oysa bazı insanlar diğerlerinin güzel özelliklerini değil, küçük düşürmek amacıyla eksikliklerini ve kusurlarını dile getirmeyi tercih ederler. Yukarıda belirttiğimiz İbrahim Suresi'ndeki ayetlerde Rabbimiz buna da dikkat çekerek, bu tür sözleri fayda vermeyen kötü bir ağaca benzetmiştir. Çünkü kötü söz, var olan güzel ilişkileri bozduğu gibi karşı tarafın şevkini kıracak, sıkılmasına, üzülmesine neden olacaktır.
Diğer taraftan mümin, bir kişiyle konuşurken, ona eksikliklerini düzeltmesi yönünde öğütte bulunurken veya yanlışları konusunda hatırlatma yaparken sözün en güzel olanını seçmeye özen gösterir. Böylece Allah'ın aşağıdaki hükmünü yerine getirmiş olur:
Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır. (İsra Suresi, 53)
Allah'ın bu ayette de belirttiği gibi, şeytan insanları güzel söz söylemekten uzaklaştırmaya ve bu yolla aralarına düşmanlık sokmaya çalışmaktadır. Kötü bir söz söylendiğinde şeytan hemen iki tarafın arasını açmak için çeşitli kuruntular vermeye başlar. Kötü söze maruz kaldığından dolayı sıkıntı duyan insan, şeytanın verdiği telkinlerin de etkisiyle karşı tarafa aynı şekilde karşılık verir. Bu da insanların dostluklarının bozulmasına, hatta son bulmasına neden olur. Ancak güzel bir söz şeytanın insanları yanıltma ihtimalini ortadan kaldırır. Bu nedenle, şeytana imkan vermemek ve uygun ortam sağlamamak için, müminler birbirlerine en güzel şekilde hitap etmeye çaba gösterirler. Böyle bir tutum ise, onların birbirlerine olan bağlılıklarının ve yakınlıklarının artmasına vesile olur. Peygamber Efendimiz de müminlere hep güzel ahlakı ve güzel sözü emretmiştir:
"Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle." (Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317)
"İnsanlara güzel ahlakla muamelede bulun." (Salih Suruç, Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Yeni Asya Yayınları, İstanbul, 1998, s. 507 (İbni Kesir, Sire, 4:194-195)